Anayasa Mahkemesi, CHP’nin başvurusu üzerine, sit ve koruma alanlarında hukuka aykırı kamulaştırma nedeniyle açılacak davalarda vatandaşların kamulaştırma bedeli ve yasal faizini mahkemeye depo etmek zorunda kalmasına ilişkin yasa hükmünü Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etti.
CHP, 18.06.2020 tarihli ve 7247 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 5. maddesiyle 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun’a eklenen Geçici 1. Madde’nin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapmıştı. AYM, söz konusu düzenlemenin mülkiyet hakkına aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verdi. AYM’nin gerekçeli kararı bugünkü Resmi Gazete’de yayımlandı.
Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun’a eklenen Geçici 1. Madde ile özellikle büyükşehir belediyeleri sınırları içinde kalan belirli sit alanlarının, koruma alanlarının restore edilmesiyle ilgili kamulaştırma ve maliklerin kamulaştırma işleminin iptaline ilişkin hükümleri düzenliyordu.
Söz konusu düzenlemeyle; 26.6.2020 tarihinden önce alınan kamulaştırma kararları için Asliye Hukuk Mahkemesi kamulaştırma bedelini tespit edip taşınmazın idare adına tescil edilmesine karar verebilmesi hükmü getiriliyordu. Taşınmaz maliki tarafından kamulaştırma işleminin iptali için idare aleyhine idari yargıda dava açılacak ve kamulaştırma işleminin de idare mahkemesi tarafından iptal edilmesi hükme bağlanıyordu. Malike, idarece ihlal edilen mülkiyet hakkını yeniden tesis etmek ve mevcut hak kayıplarını gidermek amacıyla idare aleyhine dava açabilme hakkı tanınıyordu. Ancak malik, söz konusu kamulaştırma bedelini yasal faiziyle birlikte mahkeme veznesine (dava açarken veya dava açarken depo etmemişse mahkemece verilecek iki haftalık kesin süre içinde) depo etmekle yükümlü kılınıyor, aksi takdirde dava açılmamış sayılacağı hükmü yer alıyordu.
CHP’nin yaptığı iptal başvurusunu inceleyen Anayasa Mahkemesi, söz konusu yasanın Geçici 1. Maddesi ile getirilen hükmü Anayasa’nın mülkiyet hakkını düzenleyen 35 ve 40. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verdi.
“MÜLKİYET VE ETKİLİ BAŞVURU HAKLARI İHLAL EDİLMİŞTİR”
AYM’nin gerekçeli kararında şu ifadelere yer verildi:
“… Kanun hükümleri uyarınca geçici 1. maddenin yürürlük tarihinden önce tesis edilmiş kamulaştırma işlemlerinin iptal edilmesi nedeniyle idare aleyhine açılacak davaların kamulaştırma bedelinin mahkeme veznesine depo edilmeden görülmesine imkan tanımayan kurallar anılan bedelin idarece tahsil edilmesini sağlamaya yöneliktir. Bu bağlamda kuralların idari yargı mercileri tarafından iptal edilen kamulaştırma işlemine konu taşınmaz için ilgililere ödenen kamulaştırma bedelinin idarece tahsil edilebilmesini güvence altına almak suretiyle idarenin bütçesini ve genel anlamda Hazineyi korumak amacıyla öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Bununla birlikte idarenin gerçekleştirmesi gereken tahsilatın temelinde esas itibarıyla idari yargı tarafından verilen iptal kararından önce taşınmazın idare adına tescil edilmiş olması yatmaktadır…
Bu itibarla kamulaştırma bedelinin yasal faiziyle mahkeme veznesine depo edilmeden davanın görülmesine imkan tanımayan kurallar anılan yapısal sorunun bir görünümü niteliğindedir. Başka bir deyişle idareye tahsilat kolaylığı sağlamak amacıyla kurallarla malike yüklenen külfetin temelinde kamulaştırma bağlamında mülkiyet hakkını etkili şekilde güvence altına bir yöntemin mevcut olmaması yatmaktadır. Bu bağlamda idari yargıda görülen ve iptal kararıyla sonuçlanan davanın neticelenmesinden önce taşınmazın idare adına tescil edilmiş olmasında ilke olarak malike atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığı açıktır.
İdari yargı mercilerince verilen iptal kararlarının geriye yürümesi nedeniyle iptal edilen idari işlemin tüm sonuçlarının ortadan kaldırılması idare açısından bir yükümlülüktür. Bu kapsamda Kanun hükümleri uyarınca geçici 1. maddenin yürürlük tarihinden önce tesis edilen kamulaştırma işleminin iptal edilmesinin ardından taşınmazın önceki malikine iade edilmesi ve kamulaştırma bedelinin tahsil edilmesi gerekecektir.
Anılan iptal kararı sonrasında kamulaştırma bedelinin tahsil edilebilmesi için yapılacak iş ve işlemlerin idareye belirli bir külfet getireceği açık olmakla birlikte anılan bedelin tamamının yasal faiziyle mahkeme veznesine depo edilmeden davanın görülememesi ilgililerin taşınmazı geri alabilmelerini önemli oranda güçleştirecektir. Başka bir ifadeyle kurallar bedelin tamamını yasal faiziyle peşin olarak mahkeme veznesine depo etme imkanından yoksun kişilerin taşınmazı geri alamamalarına ya da uzun bir süre sonunda geri almalarına neden olabilecek niteliktedir.
Bu itibarla hukuka aykırı kamulaştırma işleminin tesis edilmesinde ve bu işlemin iptali talebiyle açılan dava neticelenmeden taşınmazın idare adına tescil edilmesinde ilke olarak herhangi bir kusuru bulunmayan malikin kamulaştırma bedelinin tamamını yasal faiziyle mahkeme veznesine depo etmeden dava açmasına imkan tanınmamasının mülkiyet hakkının ihlal edildiği ileri sürülmek suretiyle yargı yoluna başvurabilmesini önemli ölçüde güçleştirdiği gözetildiğinde kuralların mülkiyet hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkını ihlal ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenle kurallar, Anayasa’nın 35. ve 40. maddelerine aykırıdır, iptali gerekir.”